5 Ağustos 2007

Lokman Ayva

Dün trt3'deki milletvekili yemin töreninin bir bölümünü izliyorduk kuzenle. Konuşamayanlara, yanlış okuyanlara, sadakat (direk bir nefeste) diyenlere gülüyorduk :))) İşte o sırada bir amca daha yemin etti. Ama bu amca direk önündeki kağıdı elleriyle takip ediyordu. Ben de şuna bak elleriyle takip ediyor, düzgün okumada eliini kullanmazsın falan diye geçirdim. Dış sesimle de belirttim...

Bugün az önce, ntvmsnbc'de okurken Lokman Ayva'nın görme engelli olduğunu, özel yazılmış bir kağıttan yeminini okuduğunu okudum. Acaba bu amca benim güldüğüm amca olabilir miydi???

Youtube'a bakiyim dedim, belki koymuşlardır. Ve koymuşlardı. Ben dün bu görme özürlü amcaya gülmüştüm. Evet önyargılıydım. Özür diliyorum...

13 Mayıs 2007

eurovision07 şenliği





Veee bir eurovision daha geçti... Süpper bi geceydi cidden, balonlarımızı şişirdik, pleydolarla yapıştırdık tavana... Kendi aramızda televoting bile yaptık (rusya birinci geldi:)) Ve bi arkadaş geçen sene bize 8 ve üstü puan veren ülkelerin listesini getirmişti ve bu ülkeler oylarını verirken videoya çektik.. artık youtube'a koyulunca koyarım ben de buaya:))) Ve her 12 puan alışımızda (thnx to avrupadaki türkler) layy layy layy layy oooo türkiye çektik... Cidden süpperdi... 4. olmamızda fena değil. Çünkü ne yazık ki eski doğu bloğu ülkesi değiliz:))) Ama Sırbistan'ın şarkısına da haksızlık etmeyelim, fena değildi şimdi...
Ve son söz.....

11 Mayıs 2007

Yurtta pişir, çimlerde ye :)))





Ne zamandır planlıyorduk Burtay ve İlknur'la bi yemek yapalım bizim yurtta, çimlerde de bi güzel yiyelim ohh diye. Finaller başlamadan hazır, bu planımızı gerçekleştirelim dedik. Burtay ben güzel tavuk yaparım dedi, biz de gittik real e aldık tavuğumuzu, kıtır pane harcımızı (yumurtayı unutmuşusuz, onu da yurttaki elemanlardan edindik) geldik yurda.
Başladık yapmaya, daha doğrusu başladı Burtay yapmaya... Biz de İlknur'la kah tavukların tavada tersini çevirdik, kah makarnaya tuz attık, kah ne biliim Burtay'a destek olduk falan....
1 saatlik uğraşıdan sonra elimizde 2 kilo tavuk, bir tencere makarna, düştük çimlerin yoluna.. Orda bizi bekleyen aç insanlar :)))) Yavuz ve Adnan'la da oturduk bi güzel yedik hepsini. Cidden tavuklar harikaydı. Burdan Burtay'a bir kez daha ellerine sağlık diyoruz ve gözlerinden öpüyoruz :)))
Geriye bunlar kaldı :))))

Saçlara veda (yurtta)

Canım sıkıldı:) Bi de elim sürekli saçıma gidiyodu, rahatsız edici bi şey. Dedim gidip biraz düzelteyim. Önleri, yanları kestim makasla :)) Arkalar kaldı tabi. Ancak o rezil saçlara yurt insanları razı olamadı :))) devamını getirdik, hep birlikte saçımı 3 e vurduk :))) Rahatım şimdi...

15 Nisan 2007

Ankara havası

Sabah çok yoğun bir kar vardı.. Az önce pencereme vura vura yağmur yağdı; şimdi ise güneş açtı... İzmir'in havası için söylenen bir söz vardır:) Biz bunu Alanya için de söylerdik; artık Ankara da hak ediyor:)))

14 Nisan 2007

Dedem ve bilgisayarı

Dedem:) 81 yaşında olduğuna kimse inanmıyor. Maaşallah!!! Alanya'da hafta içi her gün, günlük bir gazetede köşe yazısı yazıyor. Güncel olaylar ve politika konusunda. Dedemin yazılarına online olarak buradan ulaşabilirsiniz. İşte, dedem şimdiye kadar daktilosuyla yazıyordu yazılarını. Hatta, küçükken ben de dedeme çok özeniyordum ve hatta bir ara ben de kitap yazmaya başlamıştım dedemin daktilosuyla:))))) Ama işin komik yanı kahramanlarımın adları. Ashley, Paul, Jack falandı. (bkz. yalan rüzgarı:)))
Her neyse... İşte dedem bu sene bilgisayar aldı. Artık yazılarını bilgisayarda yazıyor. Ama bilgisayar öyle he deyince öğrenilmiyor takdir edersiniz ki. İşte bu aralar sürekli babam dedemin bilgisyarının erörleriyle uğraşıyor. "Oğlum yazımı bulamıyorum", "Oğlum kaydettim ama yok", "Oğlum açılmıyor" vs.. vs..
Ben de ara tatilde Alanya'dayken, dedemi son yazılarından birini yazarken fotografladım. Ve son bomba geliyor. Dedem artık internete de bağlanmak istiyor evden. Dedeme online haber siteleri konusunda verdiğim kısa brifingden sonra, eve internet bağlatmaya karar verdi. Bakalım hadi hayırlısı:)))

11 Mart 2007

öner'le cannes sohbeti

Cevremde zeki ve cok okuyan, izleyen falan insanların olması beni çok mutlu ediyor. Öner de böyle bir arkadaş...

Önerin msn iletisinde "ingiltere kralı, rahmetli başkan kennedi, taçsız kral pele, bakhenbauer, biricit bardo hepsi şöhretini bu cilete borçlu..." yazıyodu, hala da öle yazıyor, işte bunun üzerine benim başlattığım ve karşılıklı ataklarla ilerleyen bir sohbet:)

(01:22) brkhaaan:hangi filmdi ya bu
(01:22) Mehmet Öner:neşeli günler..

:)
(01:22) brkhaaan:önceki neydi
(01:22) brkhaaan:yarın ne kadar sürer...
(01:23) Mehmet Öner:Sonsuzluk ve bir gün
(01:23) brkhaaan:bilmiom :D
(01:23) Mehmet Öner:bilmezsin, bek bilndik bir film değil
(01:23) Mehmet Öner:98 cannes'da ödül almıştı
(01:23) Mehmet Öner:yunan filmi
(01:23) brkhaaan:obaaa
(01:24) brkhaaan:izleyim bi ara
(01:24) Mehmet Öner:bulursan ben de izleyeyim bir ara
(01:24) brkhaaan:yok mu sende :(
(01:24) brkhaaan:ben senden yüklerim die şeettimdi
(01:24) Mehmet Öner:yok ya, cnbce de izlmeiştim tatild
(01:24) brkhaaan:demek yunanlar cannes de 2 kere ödül almış vayy
(01:25) Mehmet Öner:diğeri?
(01:25) brkhaaan:biz yolla mı almıştık
(01:26) Mehmet Öner:uzak vardı
(01:26) Mehmet Öner:yol la da aldık
(01:26) Mehmet Öner:81'de
(01:26) brkhaaan:işte
(01:26) brkhaaan:o sene
(01:26) brkhaaan:biz ödülü bi yunan filmiyle paaylaşmışız
(01:26) Mehmet Öner:anladım..
(01:26) brkhaaan:yani yol tek başına almamış
(01:27) Mehmet Öner:vay be ilk kez ödülün paylaşıldığını duyuyorum..
(01:27) brkhaaan:uzakta da en iyi erkek paaylaşılmıştı sanırım
(01:27) brkhaaan:2 türk
(01:27) brkhaaan:biri ölmüş
(01:28) Mehmet Öner:tam anımsamıyorum ama olabilir
(01:28) Mehmet Öner:ikisi de ölmüş diye biliyordum..:S
(01:28) brkhaaan:yok yaa öle miydi
(01:28) Mehmet Öner:valla emin değilim
(01:29) Mehmet Öner:iki kişi almış...
(01:30) brkhaaan:eet
(01:30) brkhaaan:bi de uzak grand prix almış
(01:30) brkhaaan:en iyi film deil miydi
(01:31) Mehmet Öner:doğru şimdi hatırladım büyük jüri ödülünü almıştı
(01:31) Mehmet Öner:ama altın palmiye adayıydı da
(01:31) brkhaaan:yol ve costa gavras ın missing i esas ödülü almış
(01:31) Mehmet Öner:evet
(01:32) brkhaaan:yol 2 ödül almış bi de FIBRESCI almış
(01:32) Mehmet Öner:o ne ki?
(01:33) brkhaaan:eelştirmen ödülü
(01:33) Mehmet Öner:altın küre de de adaymış ya
(01:33) brkhaaan:cannes de verilio
(01:33) Mehmet Öner:anladım..

19 Ocak 2007

diş ağrısı

Offf diş ağrısı inanılır, dayanılır gibi bi ağrı değil offf… Dört aydır zamansızlıktan dolayı tedavisini geciktirdiğim ve geçiştirdiğim sağ arkadaki dişimi sonunda şu an tedavi ettiriyorum. İlk zamanlarda deli gibi ağrı oluyordu, sonralarda diş ağrımayı unutmuştu, ben de kurtulmuştum. Tabi bu arada müstakbel diş doktoru Sibel’e de ara ara soruyodum: “N’olcak benim bu dişin hali, bak ağrımıyo da artık” diye, O da ölmüş o diş ölmüş, sen ondan kes artık ümidi diyodu. Ama şu an gördüm ki ölmemiş meğer, kurcalanmayı bekliyormuş ağrımak için.

İşte şu an o dişim artık canlandı. Öldü denilen diş dirildi ve hatta yarın içi bile doldurulacak. Hadi hayırlısı…